Bipolar bozukluk nedir? Bipolar testi nasıl yapılır?

4
2520
new good spirits

Bipolar bozukluğun diğer adı aslında manik depresiftir. Dünyada %1 sıklıkla görüldüğünden az gibi gözükse de yine de az değildir. Bipolar bozukluk nasıl bir hastalıktır?

Bipolar bozukluk bizim hastalıklarımız arasında sık görülen hastalıklardan biridir. Değişik tipleri vardır, kronik bir hastalıktır. Tıpkı şizofreni gibi uzun süren yaşam boyu süren bir hastalık. Ataklarla seyreden bir hastalık. Yani manik ve depresif ataklarla sürüyor bu hastalık. Genellikle erken yaşlarda başlıyor, yani 20-25 yaşlarında. Daha erken ergenlik döneminde de başlayabiliyor. Çoğunlukla ailesel olabiliyor ama ailede bipolar olması her zaman kişinin bipolara yakalanacağı anlamına gelmiyor elbette ki. Manik ve depresif ataklar kendi belirtileriyle tabii ki özellikle manik ataklar sırasında kişilerde bir enerji artışı, hızlı düşünme ve konuşma, çok konuşma ortaya çıkıyor. Enerji artışı çok belirgin bir belirti. Bununla beraber uyku ihtiyacında azalma görülebiliyor. Riskli davranışlarda bulunma yine. Çok para harcama, krediler çekme vs. en sık gördüğümüz durumlardan bazıları. Veya çok fazla kişiyle yakın ilişkiler kurma. Bununla beraber kişinin kendine güveni çok artabiliyor. Dolayısıyla bu da riskli davranışları artırabiliyor. Manik ataklar kabaca böyle. Kişi bu dönemlerde abartılı bir şekilde kendini coşkulu ve enerjili hissediyor. Ve kişiler genellikle bu dönemlerde çok hasta olduklarını kabul etmeyebiliyor. Eğer önceden bununla ilgili bir tedavi almadılarsa çok fazla hasta olduklarını kabul etmiyorlar. Çevresindeki kişiler onların hasta olduğunu anlıyor tabii ki. Heralde biraz daha toplumumuzun aşina olduğu bir durum. Kişinin kendini üzgün hissettiği, moral bozukluğu yaşadığı sürekli bir depresyonda olurlar. Bu depresyon kişinin işlevselliğini etkilemektedir. Moral bozukluğu nedeniyle işini yapamıyor hatta evden çıkmayan hastalarımız var. Ve halsizlik, yorgunluk ortaya çıkabiliyor. Uyku iştah bozuklukları görülebiliyor. Kişi çok uyuyabiliyor, yataktan hiç kalkmayabiliyor günlerce. Veya tam tersine uykusuzluk çekebiliyor. İştahsızlık yaşayabiliyor, yemek yiyemiyor ve kilo verebiliyor veya tam tersi iştah artışı olabiliyor. Aşırı bir yeme hali ortaya çıkabiliyor gibi. Ama esas temel belirti maniden farklı olarak tam tersi bir durum olarak kişinin kendine güvenini yitirmesi ve genel olarak da yavaşlaması yani konuşmasının davranışlarının yavalaması, içine kapanması kişinin hali olarak tanımlanabiliriz depresyonu.

Ailede olması bir risk faktörü dedik ama başka tetikleyen şeyler var mıdır?

Genetik faktörleri daha henüz ortaya koymuş değiliz. Çeşitli çalışmalar yapılıyor. Bazı aday genler ortaya konmuş durumda ama genetik geçişi tam olarak bilmiyoruz. Yani mesela bir down sendromu gibi kesin genetik geçişi olan ya da bildiğimiz bir hastalık değil bipolar bozukluk. Dolayısıyla şunu biliyoruz tek başına genetik faktörler yeterli değil çevresel faktörler mutlaka tetikleyici oluyor yani iki durum bir araya geliyor. Hem genetik faktörler hem çevresel faktörler. Mesela olumsuz yaşam olayları olabilir bunlar. Mesela kişinin yaşadığı birtakım kayıplar olabilir. Ergenlik döneminde 20li yaşlarda en sık karşılaştığımız durumlar işte üniversite için ailenin yanından ayrılıp başka bir şehre gitmek bazen tetikleyici olabiliyor. Veya evlilik, doğum bunlar tetikleyici olabiliyor. Bir takım ilaçlar, madde kullanımları yine tetikleyici olabiliyor. Veya başka hastalıklar beyinde ortaya çıkan başka hastalıklar yine bu durumu tetikleyebiliyor. Ama genel olarak bir genetik altyapıdan bahsedebiliriz yani  bu bir risk oluşturabiliyor ama çevresel faktörler de hastalığın ortaya çıkmasına katkıda bulunuyor diyebiliriz.

Hocam dünyada %1 dedik programımızın başında şimdi Türkiye’ye çevirecek olursak rotamızı. Türkiye’de durum ne?

Farklı değil. Çeşitli ülkelerde de yapılan çalışmalar var Türkiye’de de yapılan var. Çok farklı görünmüyor. Tüm dünya’da tıpkı şizofreni gibi görülüyor. Özellikle manik depresif Bipolar bozukluk tip 1 formu böyle. Başka şekilleri de var. Sıklıkları değişebiliyor. Ama ruhsal hastalıklar arasında sıklıkla görülebildiğini söylemek mümkün. Tek başına depresyon %10-15 civarında görülür, Bipolar bozukluk da %1 oranında görülüyor.

bipolar bozukluk testi

Manik depresif olanlar çevreye zarar verir mi? Böyle bir risk var mı?

Evet, olabiliyor. Bazen manik depresif dönemlerde kişide psikotik belirtiler ortaya çıkabiliyor. Bu kişinin gerçeği değerlendirmesinin bozulmasıdır. Kişi başkalarının kendine kötülük yapabileceğini düşünüyor. Delüzyonlar dediğimiz durumlar var. Veya halüsinasyon dediğimiz durumlar ortaya çıkabiliyor. Yani olmayan şeyleri görmek, duymak vs. gibi bunlar doğrultusunda kişi davranabiliyor. Böylece kişi kendine çevresine zarar verebiliyor. Mesela depresif dönemlerde kişilerde sıklıkla intihar görülüyor. Ya da bizim hem mani hem depresifin görüldüğü karma dönemler oluyor. Bu dönemlerde de intihar riski yüksek oluyor. Mani dönemlerinde de kişi çok dürtüsel davranabiliyor. Bir anda aniden öfkelenebiliyor ve dolayısıyla çevresindekilere zarar verebiliyor. Dolaylı olarak kendisine de zarar verebiliyor. Bu tür hastalar için mutlaka yatılı tedavi tercih ediyoruz. Ailelerinin elbette ki destekleriyle. Çünkü bu dönemlerde kişiler piskoz yaşıyorlarsa hasta olduklarını kabul etmiyor. Dolayısıyla bize ben hastalandım diye gelen sayısı fazla olmuyor. Tabi bu kişiler tanıdığımız, psikoeğitimden geçirdiğimiz hastalar değilse. Dolayısıyla bize aileleriyle başvuruyorlar ve genellikle bu dönemlerde de yatırarak tedavi ediyoruz.

Ergenlik döneminde de görülebiliyor dediniz. Şimdi bunu okuyan ailelere çocuklarında bu tür davranışları görüyorlarsa ne önerirsiniz?

Ergenlik dönemi başlı başına zorlu bir dönem. Her gencin ergenlik dönem benzer olmayabiliyor. Bazı gençler biraz daha sorumlu yaşayabiliyorlar. Ergenlik döneminin temel özelliklerinden biraz bahsetmek istiyorum çünkü bazen karışabiliyor. Ergenlik döneminde birey zaten kendi özgürlüğünü arar ve kimliğinin arayışı içindedir. Bu yüzden anne babayla çok çatışma yaşar. Yani kolay sinirlenebilir, yalnız kalmak ister, arkadaşlarıyla takılmak ister, yeni şeyler arayışındadır, enerjiktir. Bunlar ergenliğin doğal özellikleridir. Ama ergenlik döneminde tabi depresif atakları da sık görüyoruz. Ama bipolar bozukluk da varsa yine abartılı bir şekilde bir coşku halinin olması veya her zamanki halinden daha yoğun bir şekilde işte bu coşkunun ve öfkenin aşırı yaşanması veya bu psikotik belirtiler ortaya çıkabilir. Aileler özellikle bunlara dikkat edebilirler. Tabi gençlerde önemli olan alkol, madde kullanımı. Bipolar bozuklukta biz zaten bu durumları daha sık görüyoruz. Gençlerde bu durumlar gün geçtikçe ülkemizde de daha çok artmaktadır. Kullanılan bu uyuşturucu maddeler de Bipolar bozukluk hastalığının ortaya çıkmasını sağlayan maddelerdir. Özellikle uyarıcılar için bunları söyleyebiliriz. Ailelerin bunlar konusunda dikkatli olmasını söyleyebiliriz. Ve yine bir takım enerji veren maddelerden ve günlük hayatı kolaylaştırmayı sağlayan bu maddeler ve kilo vermeyi sağlayan maddeler oldukça zararlı ve hastalığı tetikleyebilirler.

Kişinin ergenlik çağında ailesi fark etmedi ve kendisi de zaten hasta olduğunu kabullenmediği için böyle 40 yaşına kadar geldi ve sonra orada bir patlama yaşanabilir mi?

Bir çok hastam var bu durumda olan. Mesela 70 yaşında bipolar tanısı koyduğum hastalarım var. Hiç kimse fark etmemiş ve hatta öyle bir hastamdan bahsedebilirim size. Bir pilot bana oğlu getirmişti yıllar önce. Hayat boyu bipolar ve manik depresif ataklar yaşamış. Yaklaşık 9-10 defa evlenmiş. Uçaklar kaçırmış vs. ama bir tanı konmamış. Kişiler bazen bu durumları mizacına aktarabiliyor yani o aslında öyle bir insanmış gibi sanılabiliyor. Yani o enerjik bir insan, hiperaktif bir insan olarak tanınabiliyor. Ama bu da her neşeli enerjik görünen kişinin bipolar olduğu anlamına da gelmiyor. Yani kişinin normal sekmesinden sapması olarak değerlendirmek lazım bu durumu. Bu yüzden de biz her zaman yakınlarından da bilgi almak isteriz. Yani çok aşikar hastalar da olabiliyor fakat bunların dışında öncesini sorgulamamız gereken hastalar da olabiliyor. Bir de altını çizmek istediğim bir konu var: Antidepresan kullanımı. Çok yaygın biliyorsunuz. Canımız sıkıldığı zaman bile kullanabiliyoruz. Genetik faktörleri bulunan kişilerde böyle antidepresan kullanımı da manik atakları tetikleyebilir. Dolayısıyla bu kişilerin bu ataklar ortaya çıktığında bir hekime başvurmaları gerekmektedir.

Bu atak dönemleri ne kadar sürmektedir?

Bu kişiye göre değişmektedir. Ruhsal hastalıkların çoğunda süre belirtilerin şiddeti, yoğunluğu ve hastalığın seyri çok değişkenlik gösterir. Bipolar bozukluk da böyle. Bazı hastaları yatırıyoruz birkaç hafta içinde ataklar yatışabiliyor tedaviyle. Kendiliğinden geçmesini beklerseniz bu 3 aya 6 aya kadar sürebilir. Epeyce uzun bir süre sürer. Bazena taklar arasında geçiş olabiliyor. Maniyle başlayıp sonra depresyonla devam edebiliyor. Ya da tam tersi olabiliyor. Bunların da süreleri değişebiliyor. Ama tedavi altında birkaç hafta içinde bunları toparladığını söyleyebilirim.

4 YORUMLAR

  1. Bipolar bozukluktan şüphelendiğim için psikiyatra gittim bana seralin adında bi ilaç verdi birde uyumam için atarax ilacını verdi.Ancak ben atarax ı kulanmaya başladığımdan beri hiç uyuyamamaya ve uyumaya çalışsamda değişik halüsünasyonlar görmeye başladım . Seralini kullandığımdada aklımdan intihar etmek çıkmıyo . Yani bütün gün aklımda nasıl ölebilirim gibi düşünceler dolanıyo.ne yapmam gerekiyo